10 Ocak 2015 Cumartesi

Namazın Nasıl Kılınacağı

nette gezinirim. sokaklarda dolaşır meclislere girer gözlemler yaparım. dünya da sayılı yerlere gittim. farklı kültürler gördüm. gelişen teknoloji bir tıkla çeşitli medeniyetleri ve mekanları çok yakınımıza getiriyor. canlı kamera görüntüleri bizlerden çok uzaktaki insanların gerçek zamanlı davranışlarını seyretmemizde ve fikir sahibi olmamız da çok faydalı oluyor. işte böyle bir gezintimde bir yazıya rastladım ve bana ilham verdi. şimdi o yazıyı sizinle paylaşacağım.

" DİKKAT! " Kuran'da her şey yazmaz. Mesela namazın nasıl kılınacağı açıklanmamış" diyenlerin Rabbimiz'in sözlerine (hadislerine) muhalefet ettiğinin farkında mısınız? " yazmış düşünür. ayetlerle de tezini desteklemiş...

bu bana ilham verdi. düşünce labaratuarıma girdim ve...

sözlerin çıktığı ağız ve eylemlerin sahibi vücut, Hz. Nebi'ye ait, öyle değil mi? işte bura da Kur'an ile Peygamber sözleri ayrılır. Kur'an' na ait olan sözler korunur. nasıl? Cebrail (a.s) ile her yıl yapılan mukabelelerle. varsa bir değişim düzeltilmesi gereklidir. sonuçta kaynağın karışımlardan temiz tutulması gerekir. bu işlem Nebi'nin yaşamı boyunca devam etmiş olmalıdır. ya sonrası? elde ki ana kaynak yazılarak ve hafızalar da korundu, Rabbimiz koruma sözü verdi sonuçta. ayetle tespit edelim. A'la suresi

" A'la 6 (EY MUHATAB!) Biz sana okutacağız ve sen asla unutmayacaksın; "

buraya kadar zaten sorun yok. sonrasın da başlıyor meseleler. buradan sonra başlayacak insanlar "Nebi şunu dedi, Nebi bunu dedi, bunlar dünyayı gezecek ve bize kadar zaman içinde yolculuk yapacak kültürden kültüre geçecek ve hiç değişmeyecek öyle mi? siz buna inanıyor musunuz? eğer dininiz hadisler de Kur'an ayeti gibi korunmuştur temeline oturduysa dikkatli olun ve daha aklı selim düşünün ve ayetleri okuyun. 

" En-am 114 (De ki): “Hakikati açık ve net bir biçimde ortaya koyan bu ilâhî kelamı size gönderen O iken, (iyi ve kötüyü belirlemede) O’ndan başka bir hakem mi arayayım? ”Dahası kendilerine önceden vahiy emanet ettiklerimiz bilirler ki, bu (Kur’an) Rabbin tarafından indirilmiş olan bir hakikattir: öyleyse (ey muhatab), sakın kuşku duyanlardan olma! 115 Zira Rabbinin sözü aslına sadık olarak (yerine ulaşmış) ve adâletle uygulanmıştır: O’nun sözlerini alıp da yerine başka bir söz koyacak hiçbir güç yoktur: Zira her şeyi işiten, her şeyi bilen sadece O’dur. "

Dikkat ederseniz Allah bu ayette Kuran'ın Kendisi tarafından açıklanmış olarak indirildiğini bildirir. Peygamberimiz de açıklanmış olan bu vahyi yani Kuran'ı bizlere tebliğ eder. Peygamberimiz Allah'ın hükmüne asla ortak değildir. Rahmet Peygamberi yalnızca Allah'ın kendisine vahiy ettiğine uyar. "

" A'raf 203 Ve sen onlara istedikleri âyeti getirmediğin zaman hemen derler ki: “Onu (Rabbinden) almak için çabalasaydın ya!” De ki: “Ben yalnızca Rabbimden bana vahyedilene uyarım: bu (vahiy) Rabbiniz katından gelen bir bilinç kaynağıdır; inanacak bir toplum için de kapsamlı bir doğru yol haritası ve bir rahmet pınarıdır. "

" Yunus 15 Bir de ne zaman hakikatin apaçık kanıtları olan âyetlerimiz onlara okunsa, huzurumuza çıkacak yüzü olmayan o kimseler derler ki: “Git, bize bundan başka bir hitab getir, ya da onda değişiklik yap!

bu yaklaşımı yapan kardeşimi tebrik ediyorum.

derin bakış: namazı sadece son kitapta var zanneden insanlar namazın kılınma şeklini Kur'an da yok diyerek hadis külliyatına toptan sahip çıkarlar. oysa namaz Hz. Adem'den bu yana kılınmaktadır. acaba bu zihniyet; kurbanı, sakalı da son inen kitapla mı var zanneder? hadisteki tehlikeyi haber veren alimleri dinden çıkaranlar, acaba ne kadar dinin içindeler? hiç bir aklı başın da alim hadisin tamamını ne red eder, ne de hepsini kabul eder.

hadis ve sünnet dindarları, kendilerine sorsunlar kaç hadisi kabul etmişler? biz hadis ve sünnet düşmanları kaçını red etmişiz?

selam ve dua ile...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder