8 Ocak 2015 Perşembe

Şefaat Dosyası

Bismillahirrahmenirrahiym;

" Zümer 44 De ki: “Şefaate (izin verme) yetkisi tamamıyla ve sadece Allah’a aittir: Gökler ve yerin mutlak otoritesi (de) O’na aittir: sonunda sadece O’na döndürüleceksiniz. "

hıristiyanlar batıl adına ne ürettilerse Müslümanlar onlardan geri kalmamışlardır. hıristiyanlar Hz. İsa'ya oğul makamı ayarlamışlar ve oğul bütün günahları yüklenecektir. Müslümanlar durur mu? hemen şefaat makamını icad etmişler ve Hz. Peygamberi de oraya oturtmuşlar. Allah'ın şefaat'inden umudu kesmiş bir tavırla Hz. Nebi'den ve bir sürü zattan şefaat talep etmektedirler. neden böyle yapıyor olabilirler ?

ilk önce şefaat ayetlerine bakalım...

" Bakara 48 Hiç kimsenin hiç kimse adına hiçbir şey ödeyemeyeceği, kimseden şefaatin kabul edilmeyeceği, kurtuluş akçesi alınmayacağı ve hiç kimsenin yardım görmeyeceği günün (dehşetinden) korunun! "

Müslümanlar bu ayetleri hiç mi okumazlar?

başka ayetler daha okuyalım...

" Bakara 254 Siz ey iman edenler! Kendisinde pazarlığın, dostluğun ve şefaatin olmayacağı gün gelmezden önce size rızık olarak bahşettiklerimizden harcayın! Zira nankörler zalimlerin ta kendileridir. "

 " Bakara 123 Kimsenin kimseye hiç bir fayda sağlamayacağı, kimseden kurtuluş bedeli kabul edilmeyeceği, şefaatin hiçbir yarar vermeyeceği ve hiç kimsenin yardım görmeyeceği günün bilincinde olun! "

şimdi daha acısı olan ve her namaz sonrasında okunan ayet-el kürsi'nin içine bakalım...

" Bakara 255 Göklerde ve yerde olan her bir şey O’nundur: O’nun izni olmaksızın katında şefaat edecek olan kimmiş bakayım? "

bende bir sorun var galiba? bu ayetleri okuyorum daha fazlasını da okudum ama hiç şefaat hissi uyanmıyor ben de!  

birde şefaat ayeti okuyalım. bakalım kim bize şefaat edecekmiş?

" Ahzab 43 O sizi melekleri eşliğinde üzerinize indirdiği (vahiyle) destekleyip dimdik ayakta tutar ki, bu sayede sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın: zira O, mü’minler için sınırsız bir rahmet kaynağıdır. 44 O’nun huzuruna çıkacakları o gün “Selam!” diye karşılanırlar; O kendilerine tarifsiz güzellikte bir ödül hazırlamıştır. 45 Sen ey Peygamber! Elbet Biz seni bir şahit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik; 46 yine O’nun izniyle Allah’a çağıran bir davetçi ve etrafını aydınlatan bir kandil olarak… 47 İmdi mü’minlere, Allah’tan kendilerini büyük bir lütfun beklediğini müjdele! 48 Asla inkârcılara ve ikiyüzlülere uyma ve onlara incitici sözler söyleme/ onların incitici sözlerine aldırma; ve yalnız Allah’a güven: zira koruyucu otorite olarak Allah yeter. "

üzerimize düşen vazifeyi yaptık inşallah. Allah'ın alemlere rahmet kıldığı Hz. Nebi'yi Müslümanların nasıl durumlara soktuklarını açıklamaya çalıştık.  o gün Nebiler şefaat makamında dırlar gibi ufacık bir ayet yok. yalnızca Allah'ın şefaat edeceğini söylüyor ayetler. (Ahzab 43'ün orijinal'ini okuyun veya dinleyin) 

başta sormuştum. Hz. Resullullahın, şefaat edeceğine neden inanıyorlar diye. hele de Allah bu makamın sadece kendisine ait olduğunu onlarca ayet ile açıklarken? 

aziz düşünen kardeşlerim. bunların arkasın da hep nuru Muhammed tezi var. orada öyle bir Peygamber anlatımı var ki, akıllara zarar. Hz. Nebi haşa Allah. hiç sağa sola çekmesinler aynen böyle. sevgileri öyle sapmış ki, Allah'ın tüm varlığı yaratma sebebi Hz. Nebi olmuş bu tezde. Allah'a sebep icad etmişler haberleri yok. bu kafayla bu ümmet kıyamet günü yüzünü yerden kaldıramaz. yazık! 

affet bizi ey Rabbimiz, affet bizi ey şanlı Nebi...

" Ankebut 63 Ve eğer dönüp onlara sorsan: “Gökten suyu indiren ve onunla ölü toprağa can veren kimdir?” diye, hiç şüphen olmasın ki “Elbette Allah!” diyecekler. De ki: “Hele şükür, (bari şunu olsun bileydiniz)!” Ama ne gezer… Onların çoğu akıllarını kullanmayı dâhi beceremezler. " 

Saffat 180 İZZET VE AZAMET sahibi Rabbin, insanların idrak evrenlerinin çok ötesinde aşkın bir yüceliğe sahiptir. 181 O’nun bütün elçilerine selam olsun! 182 Ve âlemlerin Rabbine hamdolsun! " selam ve dua ile. İslam aile birliği...   

kaynaklar: (Bakara: 48; Bakara: 123; Bakara: 254; Bakara:255; Nisâ: 85; En’âm: 51; En’âm: 70; En’âm: 94; A’râf: 53; Yûnus: 3; Yûnus: 18; Meryem:87; Tâhâ: 109; Enbiya: 28; Şu‘arâ: 100; Rûm: 13; Secde: 4; Sebe’: 23; Yâsîn: 23; Zümer: 43; Zümer: 44; Mü’min: 18; Zuhruf: 86; Necm:26; Müddessir: 48). 


detay: bunlardan 23 tanesinin belagat çatısı “olumsuzlama” (nefy) üzerine kuruludur. bu olumsuzlama lâ, mâ, men, leyse, lem, em ile yapılır. Geriye kalan ikisinden biri müşriklerin ağzından nakil (69/Yûnus: 18), diğeri de şefaati tamamıyla Allah’a hasreden bu âyettir. bu durumda 25’ten geriye kalan 2 âyet de delaleten menfi çatıya dahil olurlar. Bu olumsuz çatı garip değildir. zira Kur’an şefaatten, şefaati isbat için söz etmez. muhatapları inkâr ediyormuş da, Kur’an onları şefaate imana çağırıyor değildir. durum tam aksinedir. ilk muhatapların, Allah’ı n astları olarak (min dûnillah) daha başkalarına kulluk etme gerekçeleri, onların kendilerine şefaat edeceğine olan inançlarıdır. bu hakikat, tam da bu sûrenin 3. âyetinde dile gelen hakikattir: “O’ndan başkalarını sığınacak otorite edinenler, “ Biz bunlara sadece bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz ” (derler)”. Kur’an şefaat konusundaki âyetleri menfi çatı üzerine kurarken, işte muhatapların bu sapık şefaat inançlarını hedef alıyordu. bütün bunlardan dolayı, istisna cümleleriyle gelen âyetler bu âyet ışığında anlaşılmak zorundadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder