22 Aralık 2014 Pazartesi

Hadisenin Çocukları İstismarı


Sorumluluklarının bilincine varamamış anne babanın çocuklarını hangi sorumsuzluğa alet edecekleri belli olmaz. Çocuklar bu dünyanın geleceğini imar edecek olan Allah'ın kullarıdır. Ve İslam'la mutlak tanıştırılmaları, her anne babalarının olmazsa olmaz gerçeğidir. Bu görevi yerine getirmeyen anne baba hesap günü çocuklarından kaçacaktır. Çocukları İslam'ın dışında olan söylem ve eylemlerle yaşatmak ve alıştırmak ileride önü alınamaz bir hatalar reaksiyonunu doğurur. Masum benlikleriyle şaşalı ortamların içinde neye alet olduğunu bilemeden çocuk algısına sunulanlar, bir hayat tarzının da temellerini oluşturacaktır. Peki kendi hatalı yaşamlarını doğruyu eğriyi ayırt edemeyecek yaştaki çocuklara sunmak doğru bir hareket midir? Hayır. Bir varlık doğru yaşam öğretilerek özgürlüğe salınır. İlk önce doğru verinin girilmesi gerekir. Örneklersek: ilk doğan bebeğe yanlış bir şey yedirin sonra nasılsa doğruyu yedirirsiniz! Bu alınacak risk midir Allah aşkına! İşte doğru bir örnekte hemen ortaya çıktı risk! Yaşadığı yanlış hayatı en sevdiğine dayatan, en sevdiğini kendi elleriyle öldürmüş olur. İşte bu yüzden ister kabul edin ister etmeyin! Çocuklarınızı doğru hayat tarzı ile yetiştirmek zorundasınız. Tabi bununla beraber doğru örneklik devreye giriyor. Siz yetişkinsiniz yaptıklarınız sizi bağlarken aldığınız vebali de hesaplayacak olan yine sizsiniz. Çünkü bu eylem sizin. Eylemin hareket ivmesini siz veriyor, başlığını siz atıyorsunuz. Bu eylem tüm kayıtlar da artık var olacak. Peki nasıl sileceksiniz? Büyük olasılıkla yaptığınızı yanlış görmeyerek! Kaideleri siz koyuyorsanız haklısınız ama o zaman da size göre doğru olur! Düşünsenize 6 milyar insan, 6 milyar doğru. Yok böyle bir hayat. Hiç bir yere koyamazsınız bunu. Allah nizamını kurarken tüm kaideleri belirlemiştir. Sistemin ve yolun ismini koymuştur. Bir şeyin yaratanı ona adını koyar hak onundur.

İslam iki sonu olan bir yoldur, yolun tek aracıda Müslüman markalı araçtır. Kaldı ki kainat İslam üzerine hareket eder, o yüzdende dünya da ki her canlı İslam fıtratında doğar. Zira Allah böyle yaratmıştır. Kitabı birdir.

Kitabın dört adet olmasının sebebi, insanların sorumluluklarını kitaplardan çıkartarak, sonraki nesilleri tehlikeye atmalarındandır. Allah sorumlu davrananların safındadır. Ve sorumlu davrandığı için her şeyi bir yasaya bağlamış ve varlık zincirinde ki halife ( yönetici) seçtiği insana emanet etmiştir. Her kitap bir öncekini doğrulamak ve doğrultmak için gönderilir. Şimdi bir örnek verelim. Tevrat'ta ve İncil de içkiyi, namazı, zekat vermeyi göremezsiniz. Peygamberleri göremezsiniz. Bütün yaratılış kuramları yok edildiği için, yaşamla ilgili "nasıl başladı?" diye bir sorunun cevabını arasanız bulamazsınız, bulsanız da bu günkü verilere o kadar terstir ki. Hatta zeki bir insan bu günkü bilimin Tevrat ve İncil'i inkâr ettiğini görür. Neden? Çünkü ilahiliği gitmiştir. Sadece içlerinde kalan insan tecrübesine dayanan tespitler ve özlü sözlerdir. Buda bir kitabı ilahi yapmaz. Bu kitaplarda kadın, erkekten yaratılmıştır! İlk günahı erkeğe kadın işletmiştir! Kadının doğumda ki çektiği sancılar erkeği kandıran kadının lanetidir! Her şeyi lanetleyen bir tanrı vardır. Erkek tanrının suretinde yaratılmıştır! Daha neler neler? Kısaca Tevrat ve İncil insan eli ile bozuma uğramış ve Rabbimiz tekrar Kur'an ile doğrultmuştur. Kitaplar sınırları belirtir. Çünkü sınırları olan şeyler lezzetli olur. Bir yemeği düşünün. Bol tuz, yağ, salça, su, malzeme, ful ateşte pişirme. Ne olur o yemek? Kur'an da sınırların tarifi yapılırken şu ifade kullanılır. "Bunlar Allah"ın koyduğu sınırlarıdır. Yaklaşmayın." Hesap vereceğine iman etmiş bir kimse şunu bilir ki; Sınırlar yasak değil, onun can emniyetini korumak ve cennetini kazanmasında ona yardımcı olmak için konmuştur.

Ben bu kadar çabayı ümmetin çocuklarını korumak için verdim. Ben üstüme düşen cihadımı zamanımın iletişim cihazları ile yaptım. Sizde uyarsanız korunmuş olursunuz. Size kalmış! Fakat çocuklar üçüncü şahıs konumun da olan siz ve sizin anlayışınıza asla terk edilemez. Cihad bir kimseyi öldürmek değil onun diri tutmaktır, bilgisizliğinden düştüğü karanlıktan, ışığa rehberlik yapmaktır. Onu kendisini öldürmekten veya öldürülmekten korumaktır.  Cihad şu ayetin ışığında anlaşılmalıdır.

Mübarek ayet hem bana hem size hitap ediyor.

"Yunus 99. Ve eğer Rabbin dileseydi yeryüzünde bulunan herkes topyekûn iman ederdi, (fakat bunu dilemedi). Şimdi kalkıp da, sen mi onları iman edinceye kadar zorlayacaksın? 100 Hem Allah’ın (akıl ve irade vermek sûretiyle gerçekleşen) izni olmasaydı, hiçbir insan imana eremezdi! Ve O aklını kullanmayanları pisliğe mahkûm eder!"

Nefes alıyorken bir düşünün?

İslam Aile Birliği

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder