24 Aralık 2014 Çarşamba

Ölüm

Ölüm doğumdan daha büyük bir gerçektir, onu içinde sesi çok gür çıkar. O konuştu mu her kes susar. Alimi de, cahili de, büyüğü de, küçüğü de, bileni de, bilmeyeni de susar. Susması gerekir. Çünkü ölüm kendi başına çok şey söyler. Ölümden daha büyük bir nasihatçi, bir vaiz, bir öğütçü bulunamaz. O nedenle efendimiz eğer nasihat istiyorsan, vaiz arıyorsan, ölüm yeter! buyurur.
 

Bunun için gidilir kabirlere, bunun için ziyaret edilir. Çünkü insan öleceğini unuttuğunda yapar tüm hatalarını, günahlarını, işler cinayetlerini. Öleceğini unuttuğun da tecavüz eder. Öleceğini unuttuğun da Allah'a isyan eder. Öleceğini unuttuğun da kendisine yabancılaşır, öleceğini unuttuğun da haddini aşar. Eğer mümkün olsa da insanın ölümü gözünün önünden ayırmayacak, zihninden asla çıkmayacak bir imkanımız olsa, insan yaptıklarının bir çoğunu yapmaz, yapmadıklarının da bir çoğunu yapardı.
 

Vahiy insana işte böyle bir tasavvur, böyle bir akıl, böyle bir şahsiyet kazandırır. Ölümünü gözünün önünden uzak tutmayan bir insan, ölümü koynunda atletinin içinde saklayan, onu daima yanın da gezdiren, ölümünü göz önünden ayırmayan, ölümünden sonrasına göz bebeği gibi bakan insan ahreti kazanır. İşte bu hale gelmek kolay değildir. 
 

Akıl küçüldükçe ana sıkışır, büyüdükçe anı aşar. Akıl küçüldükçe şimdi de buraya yoğunlaşır. Hemen şimdi ödüller, hemen şimdi lezzetler, hemen şimdi kar, hepsi de hemen şimdi, hatta cezada hemen şimdi. Bu çocuk aklıdır, büyümemiş olgunlaşmamış, akil olamamış akıldır. Ama büyüdükçe hemen şimdi demez. Ve ufuklara bakar, yarın ne olacağım, yarınım ne olacak diye bakar ve kendi kendisine sorar. Ve sorar; "öldükten sonra ne olmayı düşünüyorsun ey nefsim?" Küçüklere sordukları gibi büyüklere de sormalı; "büyüyünce ne olacaksın çocuğum?" der gibi; "ölünce ne olacaksın?" diye sormalı. Çünkü ölünce ne olacağınıza siz karar verirsiniz! Rabbim ölünce adam olanlardan kılsın... Ölüm kötü değil; Hayatı kötü olanlar ölüme kötü diye bakarlar. Kötü bir hayat yaşayanların gözünde ölüm kötüdür.

Yoksa ölüm mücerret olarak kötü değildir. Ölüme insanlar suizan ederler. O kadar suizan ederler ki, yaşamadıkları bir şeydir ölüm. Görmedikleri bir şeydir, gitmedikleri bir alemdir o alem. Ama nedense suizan ederler. Ölüme suizan etmemek lazım. Hayatı iyi yaşamak lazım ölüme suizan etmemek için. Belki bir kere ölselerdi ölüme bu kadar suizan etmeyecek, hatta helallik isteyeceklerdi. Ben senin hakkını yedim diye. Biz Müslümanlar böyle bakarız. Biz Müslümanlar ölümü hayatın öbür yüzü olarak görürüz. Ölüm aslın da ebedi hayatın kapısı, onun içinde ölüm daha sahici, daha gerçek, sınırlı olandan sınırsız gerçeğe geçiş, geçiciden kalıcıya geçiş, suni hazlardan tabii hazlara, daimi hazlara geçiş. Sınırlı bir dünya dan gerçek, sınırsız bir dünya ya geçiş. Bunun neresi kötü? İnsan aslın da gerçeği sahiciyi aramaz mı? Sahte kimi eğlendirir? sahte ile kim avunur?.... Evet tek dünyalılar. Tek dünyası olanın çift yüzü olur. Müminin iki dünyası tek yüzü vardır. Çift dünyası olan öbür tarafta maske takamaz. O tarafta takamayacağı maskeyi bu tarafta da takmaz takmamalıdır. Rabbim; nifaktan, şirkten, küfürden, isyandan, tuğyandan, bizleri muhafaza kılsın. Amin
 

Mustafa İslamoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder