22 Aralık 2014 Pazartesi

Hurefesiz Bir İslam İçin Ne Yaptın?

Sevgili insanlar; benimde diyeceklerim var... İnsanın sorumlu bir hayatın parçası olmasını sağlayan İslam Dinidir. Bir yaratıcı Rabbin olduğuna inanan insan, İslam dini üzerine yaşamakla mükelleftir. Çünkü Allah kullarına Müslüman adını vermiş yaşam biçimi olarak ta İslam'ı seçmiştir. En başından beri sistem budur.

Bir insan olarak uzun yılarımı İslam içinde geçirmeme rağmen hayatım da Müslümanlık bir etiketten öteye gitmemiştir. Sorgulamaya gerek olmadan küçüklükten beri gördüğüm ezber Müslümanlığının üyesi olarak yaşadım. Kur'an kursuna gittim. Elif ba öğendim. Ayetleri ezberledim. Cuma namazına gittim; herkes gibi bende anlatılanlara gönülden inandım. Hadisler öğrendim, öğrendiklerimi anlattım, oruç tuttum. Allah bir dedim ve Hz. Muhammed onu kulu ve peygamberi olarak kabul ettim. Külliyatta ne varsa baktım. Fakat tek yaptığım Kur'an okumamaktı çünkü anlamıyordum. Bir şeyler yakalamak için okurdum ama anlayamazdım. Fakat bir gün okuma sırasında bir soru sordum?
Neden iman ettiğim Melekler beni bozgunculuk ve kan dökecek olarak tanımlıyorlardı? Bu bana çok dokundu; biz ne yapmıştık ki de böyle söylüyorlardı. İşte o gün bir şeyler değişti. Bir karar aldım ve tüm kabulleri unuttum. Sıfırdan başlayacaktım. Yani format atacak ve tekrar işletim sistemimi yükleyecektim. Sonuçta son sistem elimizdeydi. Bu yükleme üç sene sürdü. Arapça ile uğraşmadım ne buna zaman vardı neden imkan. İşim gereği tamamen mantık üzerine çalışan bir kafaya sahibim. Çünkü ben onarıcıydım ve arızayı keşfetmiştim. Benim mantığıma göre ne kadar Türkçe biliyorsan o kadar Arapça öğrenirsin. Bildiğin kelime sayısınca karşılık bulursun. Eğer lügatine eklemeyi Arapçadan yapacaksan Türkçeden karşılık bulmalısın. Neyse uzatmayalım. Bildiğim dil üzerine yoğunlaştım Kur'an'a. Üç sene sonun da piyasaya baktım kim ne diyor? Kim Kur'an konuşuyor, kim Kur'an konuşmuyor. Ve maalesef gördüğüm acı tabloyu reddettim. Kur'an okuyanlar, ne dediklerini anlamıyorlardı ve anlamsız bu okuma eylemi onlar için din demekti. Namaz yine öyle. Elli yılını namaza vermiş koca koca insanlar ne dediklerinden haberdar değillerdi. Her şeyi biliyorlardı, her şeyde fikirleri vardı ama Kur'an dan bir ayetin anlamını bilmiyorlardı. Bir şeyler yanlıştı. Anlatmaya çalıştım anlamadılar. En dandirik mesleğin bile bir anlamaya ihtiyacı varken Kur'an'ı anlamsızlığa mahkum etmişlerdi ve bunun farkın da değillerdi. Hiç kimse dememiş miydi bu insanlara! Akıl mantık almıyor. Ayetleri anladığım dilde ezberledim. Kur'an bana artık kim ne diyor ne adına konuşuyor, konuşanın niyeti ne, istikameti ne hepsini söylüyordu. Bütün açmazlar birer birer çözüldü. Şimdi ben içinde bulunduğum toplumu ineğe tapmayı doğru zanneden Hintliler gibi görüyorum. Alimler dökülüyor. En temel demeleri gerekenin yanına varmıyorlar. Anlamak. Durmadan anlatıyorlar, 1200 senedir anlatıyorlar peki sonuç bu mu? Kur'an'la yakından uzaktan alakası olmayan bir sürü mitolojik hikaye. Birde bunlara inanmayı din zanneden insanlar. Yanlış olduğunu referanslarla koyuyorsun, adam sana şer gibi bakıyor. Rabbine yani varlığını muhtaç oluğu yaratıcısına şer isnat ediyor haberi yok. Rabbine yaratma sebebi şartı koşuyor haberi yok. Diğer Peygamberlerin hatırını ayaklar altına alıyor yine haberi yok. Ahmaklaşıyor ondan da haberi yok. Hz. Muhammed eşittir Allah diyor, aynı kalabalıktakilerden bir kısmı tevbe et derken bir kısmı kendinden geçip bayılıyor. Yahu bu gözler gördü, kulaklar duydu, vücut şahit oldu. Ben Rabbimin iradesini elimde tutuyorum. Hz. Peygamberimin ve önceki Peygamberlerimin hayatlarını elimde tutuyorum, Beyyine suresinin dediği gibi "tüm şaibelerden arınmış" sayfaları elimde tutuyorum. Bana yeterde artar. Rabbime iki cihanda da Hamd olsun. Sevgili Peygamberlerime salat ve selam olsun. Selam ve dua ile Allah'a emanet olun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder